Welcome to Our Website

Yozgatlı Osman’ın mirasını gören yok! ‘2 Alman belediyesinden şikayetçiyim’

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr -?Milli takımlarımızın Avrupa’daki karşılaşmalarında, seyirciler tribünlerde hiç de yabancı olmayan bir manzarayla karşılaşıyor. ‘Gurbetçiler’ ne olursa olsun Avrupa’da takımlarımızı yalnız bırakmıyor. Tarihi anların kaydedildiği maçlarda yıllarca unutulmayacak anlar milyonların zihnine kazınıyor. Yıllar önce Osman Kalın’ın, herkesin bildiği ismiyle Yozgatlı Osman amcanın tarihe not düştüğü nokta ise tıpkı o maçlardaki gibiydi. Her şeyin yaşandığı bu nokta, Doğu Berlin ve Batı Berlin’i ayıran utanç duvarının köşesindeki üçgen biçimli bahçeydi. Osman amca Almanya’yı ayıran duvarın en kritik köşesine tam da bir Türk deyişiyle ‘gecekondu’ miras bırakmıştı. 2018’de hayata gözlerini yuman Osman amcadan sonra, bugün Alman okullarında ders olarak okutulan tarihi evi oğlu Mehmet Kalın devraldı. Ancak babasından kalan An der Mauer Caddesi’nin gözde evinin hikâyesini anlatan ve 2 Alman belediyesini başta Türk Konsolosluğu olmak üzere tüm dünyaya şikayet eden Mehmet Kalın, Milliyet.com.tr’ye konuşarak anlattıklarıyla tüm dünyaya çağrıda bulundu.

OSMAN AMCA DUVARIN KÖŞESİNE NASIL GECEKONDU DİKTİ?

Takvimler 1982’yi gösteriyordu. Berlin Duvarı’nın en önemli noktası olan ve bugünlerde ‘tampon bölge’ statüsü kazanan nokta bir Yozgatlı tarafından yemyeşil ağaçlarla donatılmaya başlamıştı. Türkiye’de gecekondu denen bu yapıya, Almanlar yabancı olsa da Osman amca için emekli maaşıyla çalışarak yaptığı güzel bir bahçeydi. 1982’den duvarın yıkıldığı 1989’a kadar Batı’da yıllarca ‘Utanç Duvarı’ olarak anılan ve Batı Berlin’i abluka altına alan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989’da Doğu Almanya’daki vatandaşların Batı’ya gidebileceğinin açıklanmasından hemen sonra yıkıldı. Yıllarca pek çok zulme ve sevenlerin ayrı kalmasına neden olan duvarı yıkmak için kaybedilecek 1 dakika bile yoktu. Ancak duvarın dibine konumlanmış Yozgatlı Osman’ın bahçesi için yıllardır süregelen savaş, duvarın yıkılıyor olmasıyla yeniden başlıyordu.

-alıntı- Doğu Almanya’da 9 Kasım 1989’da Komünist Parti Sözcüsü Günther Schabowski’nin basın toplantısında yaptığı bir gaf, Berlin Duvarı’nın yıkımıyla sonuçlanmak üzereydi. Schabowski’nin farkında olmadan halk kahramanı olacağı o diyalog, “Ülke dışına özel seyahatler artık önkoşulsuz olarak yapılabilecek” açıklamasıyla başladı. Bu sözler üzerine Ansa Haber Ajansı’nın Doğu Berlin Temsilci Riccardo Ehrman, “Bu, Batı Berlin için de geçerli mi?” diye sormuş ve olumlu yanıt almıştı. Tarihe geçen cevap ise Ehrman’ın, “Yeni kurallar ne zamandan itibaren yürürlüğe girecek?” diye sorması üzerine geldi. Schabowski cebindeki kâğıtlara bakarak, “Bildiğim kadarıyla hemen, şu andan itibaren” dedi. Bu sözlerin ardından binlerce Doğu Almanya vatandaşı Berlin Duvarı’na akın etti ve sınır muhafızlarının hazırlıksız yakalanmasının da etkisiyle birkaç saat sonra sınır kapılarının açılmasını sağladı. O gece tarihe, Berlin Duvarı’nın yıkıldığı an olarak geçti.

BBC’nin aktardığına göre, evin inşa edildiği Doğu ve Batı sınırını dik açıyla kesen bir sokak var. Ancak duvarı inşa edenler, duvarı kavisli bir şekilde devam ettirmek yerine düz devam ettirmeyi tercih etmişlerdi. İşin ilginç tarafı ise 350 metrekarelik bu alana ne Batı Almanya ne de Doğu Almanya tarafından el konulamıyordu. Buradaki boş arsa, zamanla çöplerin atıldığı bir yer haline gelmişti. Ancak Yozgatlı Osman Kalın burayı öncelikle bir bahçeye, daha sonra da eve dönüştürmeyi başardı. Ancak Alman güçleri sorularıyla sık sık Osman Kalın’ı sıkıştırıyordu.

Doğu Almanya, duvardan uzak kalması şartıyla Osman amcanın bu alanı kullanmasına izin vermişti ama bu kez de Batı sorun çıkarmaya başlamıştı. Batı Almanya’nın sürekli sorun çıkardığını gören Doğu Almanya, Osman Kalın’ın toprağını özgürce kullanmasına izin verdi. Öyle ki Osman Amca, Doğu tarafındaki askerlere bahçesinden soğan ve sarımsak bile veriyordu. Batı Berlin Belediyesi ne kadar müdahale ederse etsin Hacı Osman’ın toprağı Doğu Berlin’de kalmıştı. Belediye zorluk çıkartsa bu kez sorun uluslararası düzeye taşınacaktı. Osman Amca’nın evi, yıkılmadan yıllardır ayakta ancak ortada çok önemli bir problem var.

‘2 ALMAN BELEDİYESİNDEN DE ŞİKÂYETÇİYİM’

An der Mauer’de bulunan ev, hâlâ Yozgatlı Osman amcanın, bir Türk’ün Doğu ve Batı Berlin sınırlarına bıraktığı imza. Üstelik bu imza Alman okullarında o caddede bulunan yapıların müfredata girmesiyle tarihe geçen bir imza olma özelliğini de taşıyor. Alman devletinin kurallarına göre bu bahçe tamamıyla Osman amcanın. Çünkü kurallara göre aynı mekânda 30 yılı dolduran, ev, iş yeri gibi taşınmazlar için tapu alınabiliyor. Ancak Yozgatlı Osman Kalın’ın oğlu Mehmet Kalın’ın çabaları, 42 yıllık bu bahçeyi kurtarmak için yetersiz kaldı. Çünkü üçgen biçimli bahçenin iki duvarı iki farklı belediyenin kontrolüne giren alanda kalıyor ve belediyeler, Mehmet Kalın’a göre ‘hem açıktan hem de sinsice bir çıkar savaşı içine giriyor.’ Mehmet Kalın yıllardır temiz suyun verilmediği o bahçe için çabasını ve yaşananları şöyle anlatıyor:

“Bu ev bu caddede ayakta kaldığı için, babam NATO ve Varşova Paktı ile savaştığı için Almanya’da kahraman ilan edilmeliydi. Ancak Alman belediyeler bugünlerde turistik bölge olan bahçeyi benim elimden almaya çalışıyor. 19 Ağustos’ta babamın anısına dikilen levha çalındı. Belediye bunun için bile bana yardım etmedi. Yani benimle uğraşıyorlar. 1 senedir temiz su vermiyorlar. Tampon bölgede duvarlar yıkılınca 2 belediye de bu bölgeyi kendi sınırına katmak istiyor. Bu bir üçkâğıtçılıktır yani dolandırıcılıktır bizce. Berlin ve Kreuzberg belediyelerini tüm dünyaya şikâyet ediyorum. Türk Devleti’nden, Türk Konsolosluğu’ndan da yardım ve destek bekliyorum. Temiz su bile verilmediği için insanlar buraya gelip ziyaret edemiyor. Burası babamın bir anlamda savaşarak kazandığı bir yer. Almanların Ruslarla Varşova Paktı’yla savaştığı dönemde, Batı tarafında da NATO Paktı vardı. Babam onlarla savaştı ve varlığını korudu. Almanlar ise 2005’ten sonra buraları almak ve kendi belediyelerinin sınırlarına katmak istediler. Böylece bana savaş açtılar. Şimdi benimle uğraşıyorlar. Ben de onlara karşı savaş açtım. Bunların yalnızca ‘açık savaş’ı yok, ‘sinsi savaş’ı da var.”

‘BURASI İÇİN BABAM TÜM EMEKLERİNİ SEFERBER ETTİ’

Babasının tüm emekleriyle utanç duvarının köşesini cennet bahçesine çevirdiğini söyleyen Mehmet Kalın, Alman belediyelerin 2005’ten beri kendisine açtığı ‘açık savaşı’ yenmeye çalışıyor. Mehmet Kalın’ın iki Alman belediyesine karşı tek başına sürdürdüğü savaş için, Türk yetkililere de bir çağrısı var. Babasının emekli maaşıyla yaptığı bahçenin ve evin kurtarılmasını isteyen Mehmet Kalın, sözlerini şöyle noktaladı:

-alıntı- “Babam 1982’de burada bahçe yaptı. Türkiye’deki tabiriyle emekli maaşıyla bir de ‘gecekondu’ yapıyor. Burası tabii Doğu ve Batı Almanya’nın birleşme noktası. O nedenle turistik bir yer, ‘tampon bölge’ de diyoruz. Babam 1982’den 2018’e kadar bahçeyle ilgilenip büyütüyor. Bahçenin bir kısmı tam duvar hizasında kalıyordu, babam duvar yıkılınca burayı da 3 taraftan olduğu gibi çitle çevirdi. Babam Osman Kalın ve annem Fadik Kalın bizlere hem Türkler hem de Almanlar adına çok önemli bir şey bıraktı. Bu tarihe bırakılan ize savaş açan Alman belediyelerine artık ben de savaş açıyorum. Türk yetkililerden de yardım bekliyorum.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

....